Değişimin Ruhu: Teknoloji ve Yaratıcılık
Teknoloji her gün değişiyor, güncel olan hızlı bir şekilde eskiyor. Peki değişimi -modanın ve trendlerin ötesinde-, marka ya da oluşum kültürümüzün tam kalbine nasıl yerleştirebiliriz? Yapay zeka destekli avatar resimlerimiz ile nihayet hepimiz olağanüstü figürlere dönüştüysek, başlayalım.
Teknoloji hayatlarımızı genişletir. Teknoloji, insanların hayatlarını genişletirken aynı zamanda yeni problemlere de maruz bırakır. Ampul icadı zamanla mesai kavramını da getirdi, çalışma saatleri yükseldi, yaşam standartlarımız dönüştü. Önceki teknolojilerin işlevi sadece eskimeye doğru değişti. Bu denklem yaratıcı süreç için de geçerlidir. Resimler, illüstrasyonlar, yapay zeka destekli tasarımlar. Teknoloji gelişir, yöntem değişir. Sonuç aynı olabilir, süreç farklılaştığı için öğretiler de farklıdır. Düşünme şeklimiz dönüşmektedir. Teknoloji zamanla bir nevi içgüdüsel hale gelir, kılavuzlarına ihtiyaç duymamaya başlarız. Uzantımız gibidir.
Marshall McLuhan’ın söylediği gibi, “Gördüğümüz şey oluruz, aletlerimizi şekillendiririz ve sonra aletlerimiz bizi şekillendirir.”
“Radyonun 50 milyon kullanıcıya erişmesi 40 yıl sürdü.
Telefonların aynı sayıya erişmesi 20 yıl.
Spotify 2 yılda erişti.
YouTube ise sadece 6 ayda aynı sayıya ulaştı.”
Değişim hızlanıyor. Güncel teknolojiye uyum sağlamak için zaman aralığı daralıyor. Bu yüzden bildiğimiz veya bildiğimizi sandığımız şeyleri sürekli güncel tutmak zorundayız. Teknolojiye adapte olan şirketler veya oluşumlar daha güncel bir hale gelirken aslında sadece, uyumlu hale geliyor. Basitçe söylemek gerekirse, teknoloji artık sadece bir gereksinim ve yaşamlarımızın uzantısıdır. Yapılan teknolojik yatırımlar da sadece bir uyum sağlama girişimidir. Bunların olması da gerek.
Artık teknoloji sadece bir standarttır.
Ancak her teknoloji her toplumda aynı amaca ulaşmaz. Oluşumlara, topluma ya da sürdürülebilir amaçlara fayda sağlayacak teknoloji değil, teknolojiye yön verecek yaratıcı zihinlerdir. Yaratıcılık, sadece değişime basitçe tepki vermek değil değişimin ötesinde görebilme yetisidir. Bu yüzden yaratıcılık aynı zamanda hareket etme, etkileme ve inisiyatif alma gücüdür.
Bir başkaldırıdır. Değişimin ruhu da budur.
